Muhammed Mustafa SAV

Muhammed Mustafa SAV

Muhammed Mustafa SAV
Anasayfa e Kitap Hayatı Fotoğraflar Kitaplar Linkler Ses Nükteleri Şiirler Yazılar Ziyaretçi Salavat English
Biz Peygamberimzi kendi nefsimizden de fazla severiz

Biz Peygamberimzi kendi nefsimizden de fazla severiz!

Ahmed Şahin

14.02.2006

Her insan yaratılışı gereği önce kendi nefsini sever, sonra diğer sevdiklerini sıraya alır. Ancak bu sıralamadan biri müstesnadır.

O da Allah’ın Resulü Efendimiz Aleyhissalatü Vesselam’dır. Bizler O’nu kendi nefsimizden de önce sever, nefsimizi O’ndan sonraya bırakırız. Bu, bizim Müslümanlığımızın da bir gereğidir aynı zamanda. Ancak ona sevgimizi ifade etmek için O’nun kabul etmeyeceği vurucu kırıcı tutum ve tavırlara da asla girmez, aleyhte kullanılacak istismar malzemeleri vererek, kurulan tuzaklara düşmeyi de meşru bulmayız...

İrşat kitaplarımızda, Peygamber sevgisinden şahısların davranışlarına akseden bazı tezahürler nakledilir. Bu sevgi tezahürlerinden örnekler arz etmek istiyorum bugün sizlere.

- İlk Türk hükümdarlarından Sultan Mahmud Gaznevi’nin (930) Muhammed adında bir hizmetçisi vardı. Sultan her defasında hizmetçisine çok sevdiği Muhammed adıyla hitap ederdi. Bir defasında ise Muhammed adıyla değil de babasının adıyla çağırdı. Buna üzülen hizmetçi:

- Sultanım dedi, bir kusur mu işledim acaba ki çok sevdiğiniz Muhammed ismimle değil de babamın adıyla çağırdınız beni?.. Sultan, şöyle açıkladı durumu:

- Seni Muhammed isminle çağırdığım sıralarda hep abdestli oluyordum. Bu defa ise abdestim yoktu. O yüce ismi abdestsiz ağzıma almaya gönlüm razı olmadığından babanın ismiyle çağırdım seni...

Evet bu, bir sultanda tezahür eden Peygamber sevgi ve saygısından bir örnek.

Bir de sultanın hocası Ebul Hasan Harkani’yi dinleyelim Harkan Camii’ndeki kürsüsünde. Bakalım Peygamber sevgisini nasıl anlatıyor cemaatine?..

- Ey müminler! Günlük hayatınızı sakın Peygamberimiz’den ayrı yaşamayın. Efendimiz’le birlikte olun bütün gün boyunca... Sorarlar:

- Nasıl O’nunla birlikte oluruz günlük hayatımızda?..

Şöyle açıklar gün boyu Peygamberimiz’le birlikte olmayı. Der ki:

- Günlük hayatınızı herhangi bir günaha bulaşmadan tamamlar da evinize günah işlemeden dönerseniz, şükürler olsun bugün ben Peygamberimiz’le birlikte idim, diyebilirsiniz. Çünkü Peygamberimiz de günlük hayatını günahsız tamamlıyor, günahsız tamamlayanlarla birlikte olacağını haber veriyor.

İşte bu da Peygamber sevgisinin günlük hayata akseden bir başka etkisi.

Şimdi bir de yoksul bir kimseyle Hekim Ali Paşa’nın Peygamber sevgisine bakalım isterseniz. Peygamber âşığı bir yoksul adam, rüyasında çok sevdiği Peygamberimiz’i görür ve sıkıntı içindeki halini arz eder. Efendimiz buyurur ki:

- Sabah erkenden kalkıp Hekim Ali Paşa’ya git, benden selam söyle, sana bin altın versin. Rüyana inanmazsa, perşembe akşamları okuduğu Yasin-i Şerif’ini geçen perşembe okumadı, onu da hatırlat, Yasin hediyesini beklediğimi de söyle...

Sabah namazından sonra Hekim Ali Paşa’nın kapısını çalan yoksul adam rüyasını aynen anlatır:

- Paşam der, bu gece rüyamda Efendimiz’i gördüm, Ali Paşa’ya benden selam söyle, sana bin altın versin, dedi, inanmazsa her perşembe okuduğu Yasin’i geçen perşembe okumadı, onu da beklediğimi hatırlat, dedi.

Ali Paşa heyecanlanır... ‘Bir daha anlatır mısın?’ der. Adam, ‘Efendimiz’in selamı var..’ diyerek bir daha anlatır. Ama Paşa’nın eli cebine bir türlü gitmez de ‘Bir daha anlatır mısın?’ diye tekrar eder. ‘Efendimiz’in selamı var...’ diyerek bir daha anlatır. Paşa bir daha, bir daha diye tekrarlayınca:

- Paşam der, vermeyeceksen verme, neden ‘Bir daha anlatır mısın?’ diye tekrarlatıp duruyorsun?..

- Evladım der, tekrarladığın her selam benim için o kadar kıymetli ki, her bir selama bin altın paha biçiyorum. Onun selamının her birine bin altın feda olsun, yedi defa selamı var, dedin yedi bin altın kazandın, var gönül hoşluğuyla harca yedi bin altını.. diyerek altınları Peygamber’i rüyasında görecek kadar Peygamber âşığı yoksulun avucunun içine bir bir sayar, bundan sonra da ekler:

- Bir daha görüşecek olursan yeni selamlarını ve emirlerini beklediğimi de söyle. Ne emrederse başım gözüm üstüne, yerine getirmeye hazır bekliyorum burada...

Evet biz Müslümanlar Peygamberimiz’i kendi nefsimizden de fazla severiz. O sevgi her birimizin davranışlarına işte böyle farklı güzelliklerle akseder. Ama O’nun şanına layık olmayan vurucu, kırıcı tepkilere girmez, sevgiyi değil düşmanlığı artıran korkutucu görüntülere yönelmeyiz. Böylece kurulan tuzaklara düşmeyecek kadar da basiret sahibi olduğumuzu gösteremeye dikkat ederiz...