Muhammed Mustafa SAV

Muhammed Mustafa SAV

Muhammed Mustafa SAV
Anasayfa e Kitap Hayatı Fotoğraflar Kitaplar Linkler Ses Nükteleri Şiirler Yazılar Ziyaretçi Salavat English
Peygamberimiz Neden Miraca Çýktý

 

PEYGAMBERÝMÝZ NEDEN MÝ'RACA ÇIKTI?

 

Mehmet Paksu

 

Ekim 2002 Beyan Dergisinden Ýktibas

 

Bir padiþahýn iki türlü konuþmasý vardýr. Biri, bir vatandaþla telefon ederek küçük bir meseleyi görüþmesi. Diðeri de devlet baþkaný, halifelik yönü ve milletin idarecisi olarak, emirlerini her tarafa duyurmak için özel bir elçisi ile konuþmasý, sohbet etmesi, onun aracýlýðý ile ferman yayýnlamasýdýr.

Bu örnekte olduðu gibi Cenab-ý Hakk'ýn da kullarý ile iki tarzda muhatap olmasý vardýr. Biri, özel ve cüz'i, diðeri de geniþ ve genel mahiyette bir konuþmasý. Cenab-ý Hakk'ýn bazý velilerle özel ve cüz'i anlamda ilham etmesi birinciye örnektir.

Ama Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm bütün velâyet mertebelerinin üstünde bir büyüklük ve yücelikte, kâinatýn Rabbi, bütün varlýklarýn yaratýcýsý olarak Cenab-ý Hakk'ýn sohbetine müþerref olmasý ise ikinci ve mükemmel olanýna misaldir.

Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm'ýn elçiliði iki taraflýdýr. Birisi halktan Hakk'a, diðeri de Hak'tan halka. Birisi mi'racýn bâtýnî tarafý olan velâyet yönüdür, diðeri de zahiri tarafý olan risalet yönüdür.

Yani Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm bizi temsilen Cenab-ý Hakk'ýn huzuruna çýktý, baþta insanlar olmak üzere bütün varlýklarýn ibadet, kulluk, tesbih ve zikirlerini toplu olarak (askerin komutana tekmil vermesi gibi) arz etti. Bu yönüyle mi'rac halktan, insanlardan, varlýklardan Hakk'a bir gidiþtir. Diðeri de Cenab-ý Hakk'ýn biz kullarýndan istediklerini, emir ve yasaklarýný Resul olarak getirmiþtir. Ýbadetlerin özü ve esasý olan beþ vakit namazý mi'rac hediyesi olarak getirmesi gibi...

Peygamberimiz Rabb'iyle nasýl görüþebilir?

Soru: "Bize herþeyden daha yakýn olan Cenab-ý Hakk'a binlerce senelik mesafeyi aþarak yetmiþ bin perdeyi geçtikten sonra Rabb'iyle görüþmesi ne demektir?"

Cenab-ý Hak herþeye herþeyden daha yakýndýr, fakat herþey O'na sonsuz þekilde uzaktýr.

Mesela, güneþin insan gibi aklý olsa da bizimle konuþacak olsa, elimizdeki ayna aracýlýðýyla bizimle konuþabilir.

Diðer taraftan biz bir çeþit ayna olan gözümüzle güneþe yaklaþabiliyoruz. Oysa güneþ bize 150 milyon km uzaklýkta bulunuyor, hiçbir þekilde ona yanaþamayýz. Güneþe bir derece yaklaþmak için ancak Ay kadar büyümek lâzým. Bu da mümkün deðildir.

Bu misalde olduðu gibi, gerçek anlamda Cenab-ý Hak herþeye yakýndýr, ama herþey ona sonsuz derece uzaktýr. Ancak Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm, Cenab-ý Hakk'ýn lütfuyla bir anda binlerce perdeyi geçerek Mi'raca yükselmiþ, bütün manevi mertebeleri aþarak huzura varmýþtýr.

Bir insan nasýl göklere çýkabilir?

Soru: "Bunun bir örneði var mýdýr? Bir uçak ancak 10-15 bin metre yukarý çýkabiliyor, bir uzay gemisi ancak Ay'a ve Venüs'e ulaþabiliyor. Bir insan birkaç dakika gibi kýsa bir sürede milyonlarca metre uzaklara nasýl gidip gelebilir?"

Yerküremiz, yani Dünya bir yýlda yaklaþýk 188 saatlik bir mesafeyi bir dakikada döner, yirmi beþ bin senelik mesafeyi bir senede alýr. Bu muazzam hareketi ona yaptýran ve bir sapan taþý gibi döndüren bir Kudret, bir insaný Arþ-ý Âlâya getiremez mi? Güneþin çevresinde o aðýr cisim olan dünyayý gezdiren bir hikmet bir insan bedenini þimþek gibi Rahman'ýn Arþýna çýkaramaz mý?

Peygamberimiz sadece ruhuyla gitse olmaz mýydý?

Soru: "Öyleyse neden Mi'raca çýktý? Ne lüzumu var? Evliya gibi ruhu ve kalbi ile gitse yetmez miydi?"

Cenab-ý Hak görünen ve görünmeyen âlemlerdeki güzellikleri göstermek için, kâinat fabrikasýný ve merkezini gezdirmek, insanlýðýn amel ve ibadetlerinin âhiretteki neticesini göstermek için Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâmý oralara dâvet etmesi gâyet makuldür. Sadece ruhu ve kalbi ile deðil, bu seyahate bedeninin de iþtirak etmesi gerekir.

Görünen âlemin anahtarý olan gözünü, iþitilen âlemin anahtarý olan kulaðýný Arþa kadar birlikte almasý gerektiði gibi, ruhunun sayýsýz görevlerini üstlenen âlet ve makinesi hükmünde olan mübarek bedenini Arþa kadar çýkarmasý akýl ve hikmet gereðidir.

Zaten Cenab-ý Hak Cennette bedeni ruha arkadaþ ediyor. Çünkü pekçok kulluk görevine ve sýnýrsýz lezzetlere ve acýlara beden kaynaklýk etmektedir.

Öyle ise bu mübarek beden ruha arkadaþlýk edecektir. Cennette ruh bedenle birlikte olacaksa Cennetü'l-Me'vâ'nýn gövdesi olan Sidretü'l-Müntehaya Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm'ýn zatýnýn arkadaþlýk etmesi hikmetin tâ kendisidir.

Peygamberimiz mi'raca sadece ruhen çýkmýþ olsaydý, zaten mucize olmazdý. Çünkü her veli ruhen ve kalben o âlemlere çýkabiliyor.

Peygamberimiz kýsa zamanda nasýl gidip geldi?

Soru: "Birkaç dakikada binlerce yýllýk mesafeye gidip gelmek aklen mümkün müdür?"

Cenab-ý Hakkýn sanatýnda hareket ve hýzýn derecesi farklý farklýdýr. Sesin hýzý ile ýþýðýn hýzý, elektriðin hýzý, hatta ruhun ve hayalin hýzý birbirinden bütünüyle farklýdýr. Gezegenlerin hýzlarý da birbirinden farklýdýr. Meselâ ýþýðýn hýzý 300.000 km/sn iken sesin hýzý 360/sn'dir.

Acaba Peygamberimiz'in lâtif bedeninin yüce ruhuna tabi olmasý, ruh hýzýnda hareketi nasýl akla ters gelebilir?

Yine bir insan on dakika uyusa bazý olur ki, bir yýllýk iþ görebilir. Hatta bir dakikada insanýn gördüðü rüyayý, rüyada iþittiði sözleri, konuþtuðu kelimeleri toplansa uyanýkken bir gün, belki daha fazla bir zaman gerekir.

Demek ki bir zaman dilimi iki kiþiye göre deðiþebiliyor. birisine bir gün, diðerine de bir yýl hükmüne geçebilir.

Ýþte Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm, Burak'a binerek þimþek gibi bütün kâinatý gezip Ýlâhî huzura çýkýp Rabbiyle sohbet þerefine ermiþ, Onun cemalini görmüþ, emirlerini alýp dönüp gelmiþtir.

Mi'racýn benzeri bir olay var mýdýr?

Soru: "Peygamberimiz'in Mi'rac'a çýkmasý mümkündür. Fakat her mümkün gerçekleþmiyor. Bunun bir benzeri var mý ki kabul edelim?"

Mi'racýn çok örnekleri vardýr:

Bir insan, gözüyle bir saniyede Nebtün gezegenine çýkabilir.

Bir bilim adamý, astronomi kanunlarýna binerek tâ yýldýzlarýn arkasýna bir dakikada gidebilir.

Ýman sahibi her insan, namazýn hareketlerine düþüncesini bindirerek bir çeþit mi'racla kâinatý arkasýna alarak Ýlâhî huzura girebilir.

Kalb gözü açýk bir veli, Ýlâhî sýrlara kýrk günde ulaþabilir. Hattâ Abdülkadir Geylânî ve Ýmam-ý Rabbanî gibi bazý evliyanýn bir dakikada Arþ-ý Âlâya kadar ruhen çýktýklarý bildiriliyor.

Yine nurlu bir cisme sahip olan melekler bir anda yerden Arþa, Arþtan yeryüzüne gidip geliyorlar.

Cennette, Cennet ehli mü'minler, Cennet bahçelerine kýsa bir zamanda çýkabiliyorlar.

Bu kadar örnekler gösteriyor ki, bütün evliyanýn sultaný, bütün mü'minlerin imamý, bütün Cennet ehlinin reisi ve bütün meleklerin makbulü olan Resul-i Ekrem Efendimiz'in bir anda mi'raca çýkmasý, dönmesi, bütün yüce âlemleri gezip görmesi gâyet makuldür ve þüphesizdir.

Mi'racla gelen hediyeler

Birincisi: Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm bütün iman hakikatlerini gözleriyle gördü. Melekleri, Cenneti, âhireti, hattâ Cenab-ý Hakk'ýn cemâlini gözleriyle müþahede etti. Sözlerinde ve vaadinde en küçük bir hilâfý, aksi beyaný olmayan o yüce insan mü'min ruhlara manen þöyle diyordu: "Sizin inandýðýnýz, melekleri, âhireti, Rabbinizin Nur cemâlini bizzat gördüm; bu iman esaslarý vardýr, mevcuttur; tereddüt ve þüphe etmeyiniz." Böylece mü'minler sonsuz bir imana ermenin saadetine kavuþtular.

Ýkincisi: Ýnsan herþeyi merak ediyor. Ayda hayat var mý, yok mu diye araþtýrýyor. Halbuki Ay O Ezelî Sultanýn memleketinde ancak bir sinek kadar yer kaplýyor.

Mü'minler merak ediyorlar. Rabbimiz bizden ne istiyor? Acaba ne yaparsak Rabbimiz bizden razý olur? Bir yolunu bulsak da doðrudan doðruya Rabbimizle muhatap olsak, bizden ne istiyor, anlasaydýk" derken, Ýki Cihan Serveri yetmiþ bin perde arkasýndan ezel ve ebed Sultanýnýn razý olacaðý amelleri mi'rac meyvesi olarak getirdi, beþere hediye etti. Bu hediye baþta namaz olmak üzere Ýslâm'ýn diðer esaslarý ve ibadetleridir.

Üçüncüsü: Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm ebedî saadet definesinin anahtarýný alýp getirmiþ, cinlere ve insanlara hediye etmiþtir. Peygamber Efendimiz kendi gözüyle Cenneti görmüþ, sonsuz saadetin varlýðýný müþahede etmiþ ve bu büyük müjdeyi haber vermiþtir. Öyle ki, bir adama idam edileceði anda affedilerek padiþahýn yakýnýnda bir saray verilse ne kadar sevinir.

Öyle de, bütün cinler ve insanlar sayýsýnca toplu bir müjde olan bu sevinç ne kadar önemli ve deðerlidir?

Dördüncüsü: Peygamber Efendimiz mi'racta Cenab-ý Hakk'ýn cemalini görme nimetini tattý. Bu manevi nimetin Cennette mü'minlere de nasip olacaðý müjdesini verdi. "Ayýn on dördünü nasýl açýkça gözünüzle görüyorsanýz, Rabbinizi de öyle Cennette ap açýk göreceksiniz" buyurarak bu ezelî müjdeyi bizlere hediye olarak getirdi.

Beþincisi: Ýnsan kâinatýn en kýymetli bir meyvesi ve kâinat sahibinin en nazlý bir sevgilisi olduðu mi'racla anlaþýldý. Kâinata nisbetle küçük bir varlýk, zayýf bir canlý olan insan bu meyve ile öyle bir dereceye çýktý ki, bütün varlýklar üzerinde bir makam ve mevki kazandý. Çünkü rütbesiz bir askere, "Sen paþa oldun" dense ne kadar sevinir?

Öyle de âciz, fani, devamlý ayrýlýk ve zeval tokadýný yiyen biçare insana birden, "Sonsuz ve baki bir Cennette Rahman ve Rahîm olan Allah'ýn rahmetine gireceksin" dendiðinde o insan ne kadar büyük bir mevki ve makama çýkar? Cennette hayal hýzýnda, ruh geniþliðinde, akýl akýcýlýðýnda, kalbin bütün arzularýnda Cenab-ý Hakk'ýn ebedi mülkünde seyir ve seyahate erecektir. Cenab-ý Hakk'ýn nur cemalini seyretme nimetini tadacaktýr. Böyle bir insanýn kalb ve ruhu ne kadar büyük bir sevince kavuþur deðil mi? Mi'racýn bu meyvesi insanýn en büyük arzu ve hedefidir.

Kaynak eserler

Bediüzzaman Said Nursî, Sözler, (31. Söz.)

Mehmed Paksu. Mübarek Aylar, Günler ve Geceler.