Muhammed Mustafa SAV

Muhammed Mustafa SAV

Muhammed Mustafa SAV
Anasayfa e Kitap Hayatı Fotoğraflar Kitaplar Linkler Ses Nükteleri Şiirler Yazılar Ziyaretçi Salavat English

 

Peygamber Efendimiz "sallallahü aleyhi ve sellem"in

(Dâvet mektupları) -2-

 

HERAKLİYUS'A MEKTUP

 

Peygamber Efendimiz, Hudeybiyeden sonra,

Mektuplar yazdırmıştı, bâzı hükümdârlara.

 

Ve Rum imparatoru "Herakliyus"a dahî,

Görderdi eshâbından "Dıhye-i Kelebî"yi.

 

O ara Herakliyus, "Kudüs"te bulunurdu,

"Dıhye" dahî arayıp, Kudüs'te onu buldu.

 

Yakın adamlarıyla temas kurdu evvelce,

Onlar onu dinleyip, dediler ki hemence:

 

(Görüşmek istiyorsan imparatorla eğer,

Huzûruna girince, eğilmen îcâb eder.

 

Yanına daha fazla yaklaştığında ise,

Derhâl yere kapanıp, varacaksın "Secde"ye.

 

Ve yine imparator, vermeden sana izin

Tevessül etme zinhâr, secdeden kalkmak için.)

 

"Dıhye-i Kelebî"ye ağır geldi bu lâflar,

Dedi ki: (İmparator, ne için böyle yapar?

 

Halbuki böyle değil bizim Peygamberimiz,

Allahtan başkasına, biz secde eylemeyiz.)

 

Adamlar dediler ki: (Secde emezsen eğer

O zaman huzûrundan, kovar seni o Kayser.)

 

"Dıhye" hayret ederek, dedi ki en nihâyet:

(Bizim Peygamberimiz mütevâzıdır gâyet.

 

Önünde, başkasının, değil ki secdesine,

Râzı olmaz katiyyen hafif eğilmesine.

 

Onunla, "Köle" bile isterse görüşmeği,

Kabûl eder ve dinler, her ne ise isteği.

 

Onunla her istiyen, râhatlıkla görüşür,

Ona tâbi olanlar, şereflidir ve hürdür.)

 

Adamlar dinleyince Dıhye-i Kelebî'yi

Dediler ki: (Mâdem sen, yapmıyorsun secdeyi,

 

O zaman o mektûbu, Kaysere vermek için,

Daha başka bir yol var, hiç secde etmeksizin.

 

Sarayının önünde, onun bir yeri vardır,

Mektûbu oraya koy, çıkarken görür, alır.)

 

O da, koydu o yere Resûlün mektûbunu,

İmparator çıkarken, gördü ve aldı onu.

 

Derhâl adamlarına emretti ki o zaman:

(Tercüman gelsin bana, Arapçadan anlıyan.)

 

Bir tercüman geldi ve okudu hükümdâra,

Yazılmış: (Selâm olsun îmânı olanlara.

 

Ey Rumların büyüğü, islâmı kabûl et ki,

Elde etmiş olasın ebedî seâdeti.

 

Eğer kabûl etmezsen, ölünce bil ki yârın,

Vebâli sana olur o hıristiyânların.)

 

Tercüman, o mektûbu ona okuduğu an,

Terler dökülüyordu hükümdârın alnından.

 

Üskûfuna sordu ki: (Bu, nasıl bir haberdir?)

Dedi: (O, geleceği bilinen Peygamberdir.)

 

Sordu ki: (Ne yapmamı ediyorsun tavsiye?)

Dedi: (Ona tâbi ol, sana ne yazdı ise.)

 

Herakliyus dedi ki: (Tâbi olursam eğer,

Benim hükümdârlığım ve tahtım elden gider.

 

Evet, biliyorum ki, Peygamberdir o mutlak

Lâkin îmân edersem, öldürür beni bu halk)