Muhammed Mustafa SAV

Muhammed Mustafa SAV

Muhammed Mustafa SAV
Anasayfa e Kitap Hayatı Fotoğraflar Kitaplar Linkler Multimedya Nükteleri Şiirler Yazılar Ziyaretçi Salavat English
Davet Mektupları - 8

 

Peygamber Efendimiz "sallallahü aleyhi ve sellem" in

(Dâvet mektupları) -8-

O DA KABÛL ETMEDİ

 

Peygamber Efendimiz, "Şücâ bin Vehb"i dahî,

Gassân hükümdârına gönderdi bizâtihî.

 

Gidip, kapıcısıyla görüştü o da önce,

O kapıcı, çok sevdi "Şücâ"yı ilk görünce.

 

"Şücâ" da onu sevip, islâma etti dâvet,

O, derhâl îmân edip, buldu sonsuz seâdet.

 

Ve onu, hükümdâra götürüp sonra hemen,

Görüştü melik ile, az bile beklemeden.

 

Hükümdâr, okuyunca Resûlün mektûbunu,

Bilmiş oldu "İslâma dâvet" olunduğunu.

 

Bu yüzden, bir öfkeye kapılıp birden bire,

O mübârek mektûbu, kaldırıp attı yere.

 

"Şücâ" hazretleri de, üzüldü bunu görüp,

Bunu, Resûlullaha bildirdi geri dönüp.

 

Sevgili Peygamber de, müteessir oldular,

(Onun da saltanatı yok olsun) buyurdular

 

Kısa bir müddet sonra, o, bir gün ölüp gitti,

O dünyâ saltanatı, nihâyet böyle bitti.

 

"Salît ibni Amr"ı da, "Hevze ibni Alî"ye,

Gönderdi Resûlullah, mektûbu versin diye.

 

"Hevze" de, Yemânede hükümdârdı o vakit,

Resûlün mektûbunu, verdi "hazreti Salît".

 

Mektupta yazmıştı ki Resûl aleyhisselâm:

(Hakkı ve hidâyeti bulana olsun selâm.

 

Ey Hevze, bilesin ki hak dindir islâmiyyet,

Dünyânın her yerine, yayılacaktır elbet.

 

Sen de kabûl edersen eğer islâmiyyeti,

Kazanırsın dünyâ ve âhiret seâdeti.

 

Eğer müslümân olup, girersen bu hak dîne,

O yer idâresini, veririm sana yine.)

 

Yemâme hükümdârı, kabûl etmedi fakat,

Bürümüştü gözünü zîrâ mülk ve saltanat.

 

Elçi "Salît ibni Amr", merhamet edip yine,

Nasîhatte bulundu Yemâme melikine.

 

Dedi ki: (Sen şu anda, bu kavmin büyüğüsün,

Lâkin her melik gibi, sen de bir gün ölürsün.

 

Nitekim senden önce gelen nice melikler,

Birbirleri ardından dünyâyı terkettiler.

 

O büyük zannettiğin, nice "Kayser"ler vardır,

Şu anda herbirisi, toprağın altındadır.

 

Üstünlük, dünyâlıkla, makâmla olmaz aslâ,

İnsanlar üstün olur, sırf "Îmân" ve "İhlâs"la.

 

Îmân edip uyarsan, Allahın her emrine,

Kavuşursun ebedî Cennet ni'metlerine.

 

O takdirde olursun, çok şerefli ve üstün,

Benden, bunu söylemek, gerisini sen düşün.)

 

Lâkin kabûl etmedi bunları o hükümdâr,

"Hazreti Salît" dahî, geriye döndü tekrâr.

 

Geldi Resûlullahın mübârek meclisine,

"Hevze"nin durumunu arz etti kendisine.

 

Onun, islâmiyyetten mahrûm olmasına hem,

Yine onun nâmına, üzüldü Fahr-i âlem.

 

Sonra "Ölüm" haberi geldi o hükümdârın,

O saltanat sevdâsı, bitiverdi ansızın.