Vücûdun senin timsâl-i hikmet yâ Resûlallâh
Kudûmün kâinata verdi nüzhet yâ Resûlallâh
Mukaddessin bütün esrâra vâkıfsın ki zâhirdir
Senin her bir sözünden bin hakîkat yâ Resûlallâh
Cihâna verdiğin feyzi düşündükçe sıkılmaz mı
Seni inkâr eden ehl-i cehâlet yâ
Resûlallâh
Senin nûr-i zuhûrunla ne ulvî mazhariyet ki
Ufuklardan açıldı gitti
zulmet yâ Resûlallâh
Tecellî-yâb olunca tal'atın evc-i risâletten
Münevver etti
ekvânı hidâyet yâ Resûlallâh
Meşâm-ı âşıkânı her seher etmektedir ta'tîr
Nesîm
ettikçe dergâhını ziyâret yâ Resûlallâh
Zülâl-i vuslatınla âlemi ihyâ ederken
sen
Dil-i pür-vecdimi yaksın mı firkat yâ Resûlallâh
Muattar ravzanı pür-feyzine
ben iştiyakımdan
Enîn etmekteyim artık inâyet yâ Resûlallâh
Günahkârım peşîmân
bir kulum gâyet perîşânım
Niyâz etmekteyim senden şefâat yâ Resûlallâh