Muhammed Mustafa SAV

Muhammed Mustafa SAV

Muhammed Mustafa SAV
Anasayfa Yazılar Şiirler Kitaplar Fotoğraflar Salavat Nükteleri Hayatı Multimedya e Kitap Linkler Ziyaretçi English

Peygamber vefası

Şaban Döğen

12.12.2008

Yapılan iyiliklerin kadir ve kıymetini bilme, sevgi ve saygıyı, dostluk ve bağlılığı unutmama vefa demektir.

Dünkü makalemizde Allah’a karşı vefadan söz etmiş, ilk önce Allah’a karşı vefalı olmak zorunda olduğumuzu belirtmiştik. Sonra da diğer insanlara karşı vefalı olmak zorundayız. Bize nice iyilikleri bulunan bir yakınımızın, bir dost ve arkadaşımızın en lâyık olduğu karşılık şüphesiz vefadır.

Vefa her şeyden önce insanlığın, erdemliliğin gereğidir. İnsana değer kazandıran, yücelten hasletlerin başında gelir.

Her hususta olduğu gibi vefada da Resûli Ekrem (a.s.m.) en öndeydi, mükemmel örnekler sunmuştu. Sevdiklerini, dostlarını, dostlarının dostlarını ve onlarla ilgisi bulunan herkesi içine alacak kadar genişti vefası. Aradan yıllar geçse bile iyilikleri unutmaz; tanıdıklara, dostlara yakın alâka ve hürmet gösterirdi. Annesinin Ebva’daki kabrini arkadaşlarıyla birlikte ziyaret etmiş, gerekli düzeltmeleri yapmış, onun şefkat ve merhametini hatırlayıp gözyaşlarını tutamamıştı. Süt annesi Halime’yi “Anneciğim!” diye karşılamış, süt babasıyla birlikte geldiklerinde gömleğini çıkarıp oturmaları için yere sermişti.

Huneyn’de mağlûp olan, fakat sonradan Müslüman olup af için sığınan Hevazinlileri affedişinde de vefakârlığını görmemek mümkün değil. Süt annesi Halime’nin kabilesinden olmaları affedilmelerine yetmişti. Hevazin heyetinden birisi şöyle şefaat diliyordu: “Ya Muhammed! Bizde senin süt anne ve senin mürebbiyen var. Eğer biz, Numan bin Münzir veya Gassanlı Harise bin Ebî Şimr’e süt annelik etseydik de sonra onlarla böyle bir duruma düşseydik, onlar bize acır ve affederlerdi.” Bunun üzerine Allah Resûlü (a.s.m.) büyük bir vefakârlık örneği göstererek, “Ben payıma ve Abdülmuttalip oğulları payına düşenleri serbest bırakıyorum” buyurmuş, öğle namazını kıldırdıktan sonra da bir konuşma yapmış, Ensar da hisselerine düşen esirleri serbest bırakmışlardı. O gün tam altı bin kişi hürriyetine kavuşmuştu. 1

Allah Resûlü (a.s.m.) sadece bir hafta kadar emzirmiş olan diğer süt annesi Süveybe’nin de hal ve hatırını sorar, yiyecek ve içecek gönderirdi. Huneyn Savaşı sonrası süt kızkardeşi Şeyma’ya hatırı sayılır derecede iyilikte bulunmuş, onu hediyelerle uğurlamıştı. “İkinci annem” dile nitelediği dadısı Ümm-ü Eymen’e büyük her zaman ilgi ve saygı gösterirdi.

25 yıl aynı yastığa baş koydukları, sevgi ve saygılarını paylaştıkları, maddeten ve manen en büylük destekçisi, değerli eşi Hz. Hatice’yi ömrü boyunca hiç unutmamış, dostlarına bile hürmet göstermeyi vazife bilmişti. Bir kurban kesse etinden Hz. Hatice’nin arkadaşlarına da gönderirdi. Birgün yanına yaşlı bir kadın gelmiş, onunla ilgilenmiş, hal ve hatırını sormuş, Hz. Aişe, bu kadar ilgi göstermesinin sebebini sorunca da “Hatice hayattayken de bize gidip gelirdi. Vefakârlık îmandandır” 2 cevabını vermişti.

Evet, vefakârlık imandandır. Konuya İnşaallah yarın da devam edelim.

Dipnotlar:
1. Müsned, 4:327.
2. Buharî, Kitabü Menakıbi’l-Ensar: 20; Müslim, Kitabü Fezâili’s-Sahabe: 12.

 

Nurullah Genç

Şaban Dögen

Yazarın Sitede yer Alan Kitapları

İki Cihan Güneşi Peygamberimiz Hz. Muhammed

Resûl-i Ekrem'deki Eşsiz Ahlâk

 

Yazarın Sitede yer Alan Yazıları

En Cesur İnsan

Hicret Denilince...

Peygamber Aşkına

Peygamber Misafirliği

Peygamber Vefası

Peygambere Bağlılık

Peygamberimizin Çocuk Sevgisi

 

Günün Hadisi>


Günün Kitabı

Günün Kitabı

Mevlid Kandili ve Peygamber Sevgisi

Nurullah Genç

Şaban Dögen

Yazarın Sitede yer Alan Kitapları

İki Cihan Güneşi Peygamberimiz Hz. Muhammed

Resûl-i Ekrem'deki Eşsiz Ahlâk

 

Yazarın Sitede yer Alan Yazıları

En Cesur İnsan

Hicret Denilince...

Peygamber Aşkına

Peygamber Misafirliği

Peygamber Vefası

Peygambere Bağlılık

Peygamberimizin Çocuk Sevgisi