Mi'raç, Cenab-ı Hakkın daveti üzerine Cebrail Aleyhisselamın rehberliğinde Peygamber Efendimizin (a.s.m.) Mescid-i Haram'dan Mescid-i Aksâ'ya, oradan semaya, yüce âlemlere, İlâhî huzura yükselmesidir.
***
Neden Mi'raç?
Bir padişahın iki türlü konuşması vardır. Biri, bir vatandaşıyla telefonla küçük bir meseleyi görüşmesidir. Diğeri de devlet başkanı, milletin idarecisi olarak, emirlerini her tarafa duyurmak için özel bir elçisiyle konuşması, onun aracılığıyla ferman yayınlamasıdır.
Bu örnekte olduğu gibi, Cenab-ı Hakkın da kullarıyla iki tarzda muhatap olması vardır. Biri, özel ve cüz'i, diğeri de geniş ve genel mahiyettedir. Cenab-ı Hakkın bazı velilere özel ve cüz'i anlamda ilham etmesi birinciye örnektir.
Ama Peygamber Efendimiz (a.s.m.) bütün velilik mertebelerinin üstünde bir yücelikte, bütün varlıkların Yaratıcısı olarak Cenab-ı Hakkın sohbetine müşerref olması ise ikinci ve mükemmel olanına misaldir.
***
Peygamberimizin elçiliği iki taraflıdır. Birisi halktan Hakka, diğeri de Haktan halka. Birisi Mi'racın bâtınî tarafı olan velilik yönüdür, diğeri de zahiri tarafı olan peygamberlik yönüdür.
Yani Peygamberimiz bizi temsilen Cenab-ı Hakkın huzuruna çıktı, başta insanlar olmak üzere bütün varlıkların ibadet, kulluk, tesbih ve zikirlerini toplu olarak (askerin komutanına tekmil vermesi gibi) arz etti. Bu yönüyle Mi'raç halktan, insanlardan, varlıklardan Hakka bir gidiştir. Diğeri de Cenab-ı Hakkın emir ve yasaklarını biz kullarına elçi olarak getirmiştir. Beş vakit namazı Mi'raç hediyesi olarak getirmesi gibi...
***
Peygamberimiz Rabbiyle nasıl görüşebilir?
Soru: "Bize her şeyden daha yakın olan Cenab-ı Hakka binlerce senelik mesafeyi aşarak yetmiş bin perdeyi geçtikten sonra Rabbiyle görüşmesi ne demektir?"
Cenab-ı Hak her şeye her şeyden daha yakındır, fakat her şey Ona sonsuz şekilde uzaktır.
Mesela, güneşin insan gibi aklı olsa da bizimle konuşacak olsa, elimizdeki ayna aracılığıyla bizimle konuşabilir.
Diğer taraftan biz bir çeşit ayna olan gözümüzle güneşe yaklaşabiliyoruz. Oysa Güneş bize 150 milyon km gibi bir uzaklıkta bulunuyor, biz hiçbir şekilde ona yanaşamayız. Güneş'e bir derece yaklaşmak için, ancak Ay kadar büyümek lazım ki, bu da mümkün değildir.
Bu misalde olduğu gibi, gerçek anlamda Cenab-ı Hak her şeye yakındır, ama her şey ona sonsuz derece uzaktır.
Rahmetiyle, hayat ve rızık vermesiyle bize çok yakındır, fakat Yaratıcı olması dolayısıyla biz Ona sonsuz derecede uzağız. Ancak Peygamberimiz, Cenab-ı Hakkın lütfuyla bir anda binlerce perdeyi geçerek Mi'raca yükselmiş, bütün manevi mertebeleri aşarak huzura varmıştır.
***
Bir insan göklere nasıl çıkabilir?
Soru: "Bunun bir örneği var mıdır? Bir uçak ancak 10-15 bin metre yukarı çıkabiliyor, bir uzay gemisi ancak Ay'a ulaşabiliyor. Bir insan birkaç dakika gibi kısa bir sürede milyonlarca metre uzaklara nasıl gidip gelebilir?"
Yerküremiz, yani Dünya bir yılda yaklaşık 188 saatlik bir mesafeyi bir dakikada döner, yirmi beş bin senelik mesafeyi bir senede alır. Bu muazzam hareketi ona yaptıran ve bir sapan taşı gibi döndüren bir Kudret, bir insanı Arş-ı Âlâya getiremez mi? Güneşin çevresinde dünyayı gezdiren bir yüce hikmet, bir insanı şimşek gibi Rahman'ın Arşına çıkaramaz mı?
Yazar Mehmet Paksu'nun sitemizdeki Yazıları |
Yazar Mehmet Paksu'nun sitemizdeki Kitapları |
|
Yazar Mehmet Paksu'nun sitemizdeki Yazıları |
Yazar Mehmet Paksu'nun sitemizdeki Kitapları |
|