Sn. Hocam, Peygamberimizin ümmi olduğunu biliyoruz. Ümmilik ne demektir? Sadece okuma yazma bilmemesi midir? Okuma yazma bilmediği halde Kur'ân'ı nasıl okuyordu? Kur'ân okuması ümmiliğine aykırı değil mi?”
Peygamberimizin iki tür mucizesi vardır. Birisi, şahsında görülen mucizeler; diğeri de kâinat üzerinde gösterdiği mucizelerdir. Bu ikinci kısma örnek olarak Ay'ı iki parçaya ayırması, parmağından çeşme gibi suların akması ve az bir yemekten çok sayıda insanı doyurması verilebilir. Birinci kısma giren mucizelerin en parlağı ise ümmiliğidir, bir şey okuyup yazmamış olmasıdır.1
Peygamberimiz hiçbir âlimden ders almamış, hiçbir kitap okumamış, hiçbir ilim meclisinden bir şey öğrenmemiş; bir kelime de olsa yazı yazmamıştır. Fakat Peygamberimiz ümmiliğiyle beraber bütün ilimlere vakıftı, bilmediği bir şey yoktu. Ona her şeyi öğreten Rabbiydi. Peygamberimiz İslâmı anlatmaya başladıktan sonra hiç kimse çıkıp da “Falan meseleyi ona ben anlatmıştım, ben öğretmiştim” dememiştir.
Tefsirlerimizde “ümmi” kelimesi üç anlamda kullanılıyor:
1. “Ümm”, anne anlamına gelen bir kelimedir. “Ümmi” kelimesi de, buradan türetilmiş bir isimdir. Böylece ümmi, anasından doğduğu hal üzere kalan, okuma yazma bilmeyen, yaratılışı yeni bir şey öğrenmekle değişmeyen insan”a denir.
2. Arap milletine de “ümmi” denirdi. Eskiden beri Araplar, yazı ve hesap bilmeyen bir millet olarak tanınır. Peygamberimiz (a.s.m.) bir hadiste, “Biz yıldızların hareketinden hesap çıkarmayan ve yazı yazmayan bir milletiz” buyurarak bu durumu dile getirir.2
3. “Ümmi” Ümmü'l-Kurâ anlamına da gelir, “Mekkeli” demektir. Her üç anlamda da Peygamberimizin okuma yazmayla uğraşmamış olduğu ortaya çıkar.3 Zaten Kur'an-ı Kerim açıkça Peygamberimizin ümmi olduğunu bildiriyor. Üç ayette “Ümmi Peygamber” ifadesi yer alıyor.
4 Peygamberimiz bir kitap veya yazıya bakarak okuyamıyordu, fakat Kur'an-ı Kerim'i ezberinden çok güzel okurdu. Kur'ân okumasını ona Cebrail Aleyhisselam öğretmişti. Bu konuda ¬lâ Suresi'nde, “Bundan böyle sana Cebrail'in öğreteceği üzere Kur'an'ı okutacağız da, unutmayacaksın”5 buyurulur.
Peygamberimizin “ümmi” oluşunun pek çok hikmeti vardır. Bunlardan birisi şudur: Şayet Peygamberimiz yazı yazıp okuyabilseydi, Kureyşliler, “O, bu kadar bilgiyi eski kitapları okudu da, oradan öğrendi, Kur'an'ı da eski bilgilerine dayanarak yazdı” diyeceklerdi. Bu konuyu Kur'an-ı Kerim şöyle dile getirir: “Sen Kur'an'dan önce hiçbir kitabı okur değildin, elinle de onu yazmadın. Böyle olsaydı müşrikler elbette şüphelenirdi.” 6
Fakat Peygamberimiz öyle bir yazı yazmıştır ki, “Mevlana Câmî'nin dediği gibi, hiç yazı yazmayan o ümmi Zat parmak kalemiyle sema sayfasında bir elif yazmış, bir kırkı, iki elli yapmış.” Bilindiği gibi, Ay'ın dolunay şeklindeki duruşu Kur'an harflerinden “mim”in yuvarlak kısmına, ikiye ayrılınca da her parçası noktasız “nun”a benzemiştir. Ebced hesabında “mim” kırk, “nun” ise elli olarak hesap edilir. Mevlana Câmî güzel bir şekilde bu gerçeği böylece dile getirmiştir.
1. et-Tefsirü'l-Kebir, 15:29.
2. Müslim, Sıyam: 15.
3. Hak Dini Kur'an Dili, 4:2297.
4. Araf Suresi, 157-8; Cum'a Suresi, 2.
5. ¬lâ Suresi, 6.
Yazar Mehmet Paksu'nun sitemizdeki Yazıları |
Yazar Mehmet Paksu'nun sitemizdeki Kitapları |
|
Yazar Mehmet Paksu'nun sitemizdeki Yazıları |
Yazar Mehmet Paksu'nun sitemizdeki Kitapları |
|